Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne zamandan beri insanlar gözlük kullanıyorlar? Şüphesiz tarih boyunca tüm insanlarda görme kusuru olmuştur. 13. Yüzyılda gözlük ortaya çıkıncaya kadar gerek doğuştan gerekse sonradan göz bozukluğu olan insanlar, ömürlerini böyle geçirmeye, iş yapamamaya hatta evden dışarı çıkamamaya mahkumdular. Aslında gözlüğün ana malzemesi olan camın
Sayfa 94 - AykırıKitabı okuyor
Binlerce askerine hitaben o büyük komutan şunları söylemiştir: "Ey insanlar! İşte önünüzde deniz gibi bir düşman, arkanızda düşman gibi bir deniz! Sizin için sabır ve sadakatten başka çare yoktur! Bilesiniz ki siz bu adada açların sofrasındaki yemekler gibisiniz. Düşmanınız sizi Ordusu ve silahları ile karşıladı. Onların silahları fazla, erzakları bol, sayıları çok... Sizin ise elinizdeki kılıçtan başka ağırlığınız ve düşmanın elinden alacağınız yiyeceklerden başka yemeğiniz yok! Hiçbir şey yapmadan şu durumumuz birkaç gün devam etse kuvvetten kesilir, olduğumuz yerde kalakalırız. Böyle olunca bizden şu an korkan düşman da halimizi görüp bize karşı cesaretlenir. Bu kötü akıbete düşmekten kendinizi koruyarak, şu azgın düşmana karşı gelin, görevinizi hakkınca yerine getirin. Bilesiniz ki daha zor olana Azıcık sabrederseniz daha lezzetli olan refahtan daha uzun süre istifade edersiniz. Bilesiniz ki sizi çağırdığım şeye ilk uyacak olan benim! Canınızı düşünerek benden yüz çevirmeyin. Siz de benden daha fazla bir zorluğa katlanmayacaksınız. Sizin payınıza düşenden daha fazla benim payıma düşmeyecek. Unutmayın şu an hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz. Böylelikle İslamiyeti bu topraklara yerleştireceğinize inanıyorum."
Reklam
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
Kenneth: "Bir gün odamdayken iki muhterem beyefendi gelip Muhammed Gül ile konuştular. Biri caminin imamı ve diğeri de din adamıydı. Peştuca konuşuyor ve bana bakıyorlardı. 'Namaz kıldığını duyduk' dediler. Muhammed Gül de, 'Evet, kılıyor' dedi. 'İslam'a girdi mi? Neden camiye gelmiyor?' Muhammed Gül biraz
Sayfa 217
6.cilt
1580. Cündeb İbni Abdullah radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Bir kişi: - Vallahi, Allah falan adamı bağışlamaz, diye yemin etti. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah da: - "Falanı bağışlamayacağım hakkında benim adıma kim (yemin edip) hüküm verebilir? Ben onu
Söyle bana, Toprak Ana, doğrusunu söyle:
"Savaşmadan yaşayamaz mı insanoğlu?" “Zor bir soru sordun, Tolgonay. Savaşlarda yok olmuş uluslar vardır, yakılmış yıkılmış, kumlar altında kalmış kentler vardır. Öyle zamanlar oldu ki, insan izi görebilmek umuduyla çok bekledim. İnsanlar savaşa kalkıştıkça, 'Durun, kan dökmeyin!' diye karşı çıktım. Şimdi de aynı şeyleri söylüyorum: “Ey denizlerin, dağların ötesinde yaşayanlar! Ey bu dünyanın insanları! İstediğiniz nedir sizin? Toprak mı? İşte toprak karşınızda, benim. Ancak, hepiniz içinim ben, bana göre sizler birbirinize denksiniz. Benim yüzümden kavgaya gerek yok.
Reklam
İşte bu gerçekten çok zor bir iş. Sa­ati inceledikten sonra Türkiye'de, Mısır'da, İsviçre'de, Suriye'de, İspanya'da, Hollanda ve Almanya'da bazı insanlar aradım. Bu saati yapabileceğine inanan insanlar aradım ama bulamadım.
George'den sayfa 50 "Eskiden onunla birlikteyken çok eğlenirdim. Ona bir sürü şaka yapardım hayatını kendi kendine sürdüremeyeceğini gördüğümde. Şaka yaptığımı bile anlamazdı, o kadar aptaldı. Ben de eğlenirdim ona böyle şakalar yapıp. Onun yanında kendimi çok akıllı biriymişim gibi hissederdim. Ona ne söylersem yapardı, ne kadar saçma
"İnsanlarla yaşıyoruz.İnsanlar tarafından anlaşılmak, insanları anlamak istiyoruz.İşte bu çabada bize zorluk çıkaran bizim insanlardan beklentilerimizdir.Kayığı boş kabul etmeliyiz,kayığı kendi kavrayış gücümüz oranında boşaltmalıyız.Siz kayığa seslenin, bulunduğunuz kıyıya yanaşırsa ne âlâ,yanaşmazsa öfkelenmenin bir gereği yok."
Sayfa 513Kitabı okudu
Alex'im ya :(
"Sadece..." diye devam etti Alex. Küçük bir odada İngiltere Prensi'yle malzeme dolabına sıkışmış halde güvenlik tehdidi geçsin diye beklemesiyle son bulan kâbus gibi iki günden sonra doğru kelimeleri bulmakta gittikçe zorlanıyordu. "Emin değilim. Bizim işimiz gerçekten zor. Hele benim için daha da zor. Ben Amerika'nın ilk kadın başkanının oğluyum. Onun gibi beyaz tenli değilim. Hatta onunla alakam bile yok. İnsanlar bana her zaman kötü davranacaklar. Sense, bilirsin işte, sensin. Sen bütün zenginliğe doğdun, herkes seni gerçekten beyaz atlı prens olarak görüyor. İnsanların, ne yaparsam yapayım, kıçımı yırtsam bile beni her zaman başkalarıyla kıyaslayacağının yaşayan örneğisin."
Sayfa 51 - AlexKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.